“Yemen’e de benim ağam
Yemen’e
Endi m’ola Mihrali Bey Yemen’e
Kurdu m’ola çadırları
çimene
Oğul köz düştüğü yeri yakar
kime ne
Dert benimdir kime ne…”
Mihrali Bey romanı, 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı
arifesinde Karapapak Türklerinin ağır Rus zulmüne yiğitçe
direnişiyle başlayıp yörenin korkusuz savaşçısı Mihrali Bey’in yaşamı
izleğinde; Ardahan, Kars ve Erzurum savunmasından Sivas’ta Hamidiye Alaylarının
kurulmasına, oradan da Yemen’e uzanan hazin bir sonun hikâyesi...
Bu kitap, amansız
mücadelelerin kahramanı, korkusuz bir Türk subayı olan, adına ağıtlar, türküler
yakılan, Kafkas Aslanı adıyla efsaneleşen Mihrali Bey’le
birlikte; Osmanlı İmparatorluğu’nun ağır ağır tarihe veda ettiği trajik
maceraların da anlatıldığı bir romandır aynı zamanda. Yazar, bu kitapta
sadece Mihrali Bey’in eşsiz kahramanlıklarını anlatmıyor; “93
Harbi” diye de bilinen bu savaşı ve savaşın neden olduğu, acı anılarla
dolu göçleri de gözler önüne seriyor.
Edebiyat öğretmeni olarak
yurdun çeşitli yerlerinde otuz yıl görev yapmış olan Mehmet Toygar Özdemir;
akrabaları Karapapaklara olan saygı ve sevgisinden aldığı ilhamla, yıllarca
emek vermiş bu romana. Yazılış aşamalarına da tanıklık ettiğim
bu eserde yazar, şairliğinden en üst düzeyde yararlanmış. Yetkin bir dile
ve üsluba sahip olan Özdemir; açık, duru ve şiirsel bir Türkçeyle okunası
bir roman kaleme almış. Her sayfasını gözlerim dolu dolu okuduğum bu
roman, klasik tarihi roman normlarının üzerinde bir gerçeklik ve bilgi
birikiminin ürünü. Her Türk ailesinin kütüphanesinde bulunması gereken bir
eser olan Mihrali Bey romanı, tarihin tozlu örtülerini bir kuyumcu
titizliğiyle aralayan bir ayna. Böylesi özgün bir eseri kaleme alan bir yazar, alkışı hak ediyor
doğrusu…
Mehmet Binboğa